22 Kasım 2012 Perşembe

Metamorfoz...




Sözlük anlamı; başkalaşım, başkalaşma, hızla değişim.

Galatasaray’ın da, Karabük ve Manchester United maçları arasında yaşadığı süreci ve değişimi en iyi anlatan ifade. Karabük maçında tele tel dökülen, rakibinin hiç bir atağına karşılık veremeyen, sahada maçı çevirmeye yönelik hiçbir olumlu refleks gösteremeyen Galatasaray, bu maçta sahada yapması gereken her şeyi yaptı. Savunma da dikkatli ve düzenli, orta alanda baskılı ve sert, hücumda ise tempoluydu. Bir önceki maçın, tam anlamıyla dökülen oyuncuları bu maçın adamları oldular. Orta sahada Melo, kanatlarda Hamit ve Amrabat daha 10 dakika geçmeden, “bugün oynamaya niyetliler, anlaşıldı” dedirtti bana.

Hiç mi hataları olmadı derseniz, oldu elbette. Misal Amrabat’ın, Fatih hoca’nın da dediği gibi bir an önce pas oyununa alışması lazım. Zira topu alıp götürme alışkanlığı dün birkaç topu ezmesine, birkaç hızlı hücumda da rakip savunmanın yerleşmesine neden oldu. Ama bunları oynadıkça aşacaktır.

Savunmada Semih’in geri dönüşü, Cris – Dany tandemiyle yaşadığımız sıkıntıların hiçbirini yaşamamamızı sağladı. Semih’in dengeli ve tatlı sert oyunu maç boyunca defans bloğunu ayakta tuttu. Hızlı ve güçlü hücum oyuncularına sahip olan bir takıma karşı 93 dakika boyunca bu konsantrasyonda oynamak kolay değildir. Orta alanın en önemli 3 bölgesi şüphesiz ö libero ve kanatlardır. Amrabat – Melo – Hamit üçlüsünün maç boyunca hücuma yaptığı katkı tartışılmaz. Zaten Hamit de maç sonunda UEFA tarafından maçın adamı seçilerek bu oyunun mükafatını aldı.

Hücum alanında Fatih hocanın farklı bir planı olduğu, sahaya sürdüğü Burak – Elmander ikilisi ile ortaya çıktı. Riera ve Eboue destekli kanatlara, ortadan eklenen Melo’nun (ve 2. yarıda oyuna giren Engin’in) yaratacağı rakip alanda baskının kazandıracağı yerden alınan topların yetmeyeceğini düşünmüş olmalı ki, hava hakimiyetini de elde bulundurmak adına 2 uzun forvetle sahadaydı. Nitekim planı büyük oranda tuttu ve gol, önce Melo’nun kafa vuruşu sonrası kazanılan kornerde, topa yükselen Burak’ın kafa vuruşuyla geldi.

Sonuç; başta zihnen olmak üzere fiziken de müthiş bir değişim gösteren, Avrupalı kimliğini, hangi organizasyonda olursa olsun, kazanması gereken bir maçı mutlaka kazanan karakterini sahaya yansıtan bir Galatasaray ve altın değerinde bir 3 puan. Taraftar için söylenecek şeylerse çok az. Çünkü emeklerinin karşılığını anlatacak ifadeler, yeryüzünde konuşulan hiçbir dilde yok. Onlar sadece Galatasaray’a aşık. Ve aşkın insana yaptırabildiklerinin çok daha ötesine geçiyorlar her seferinde.

Şimdi ipler artık bizim elimizde. Gel bakalım Braga.

İsmail ŞEN
GSfans.org

Hiç yorum yok: