12 Kasım 2012 Pazartesi

Hangisi Daha Önemli?

Mersin maçıyla birlikte, GSFans.org için maç yazıları yazmaya başlayacağımı söylemiştim önceki gün, kendi twitter hesabımdan. İlk yazımı bugün yazdım ve siteye ekledim. Aynı yazıları burada da yayınlayacağım elbette. Blogu epey bir süre boş bırakmak durumunda kaldık elde olmayan sebeplerden dolayı. Yavaş yavaş yeniden hareketlendirmekte fayda var. İşte ilk yazı. Keyifli okumalar.




Hangisi Daha Önemli?

Uzun süren kötü gidişatın ardından alınan Cluj galibiyetinin pozitif etkisiyle gitti Galatasaray Mersin’e. Puan sıralamasındaki pozisyonları gereği, her 2 takım için de galibiyetle sahadan ayrılmaları gereken bir maçtı. Galatasaray, önceki gün oynadığı maçtan aldığı puanlarla liderliğe oturan Antalyaspor’dan liderliği geri almak ve farkı yeniden 2 puana çıkarmak, Mersin’se, 8 puanla bulunduğu alt sıralardan biraz olsun yukarıya tırmanmak için oynayacaktı.

Ancak daha 5. dk geride kalırken bunun böyle olmayacağı ortaya çıktı. O dakikalardan itibaren, sosyal medyada da epey tepki alan Mersin’in “Çanakkale geçilmez” tarzı oyunu, bizi zor bir maçın beklediğini göstermişti. Buna rağmen, henüz 15. dk geride kalmadan oyununu rakip sahaya yıkan ve savunma hattını rakip yarı sahanın ilk metrelerine kadar çıkaran bir Galatasaray vardı. Bu yakın mesafe oyun tarzı, ilk yarıda Galatasaray’ın istatistik hanelerine birkaç pozisyon ve direkten dönen 2 top olarak yansıdı.

Lakin, ihtiyaç olan asıl şeyi, golü bulamadık. Galatasaray’ın oyunu umut veriyor ancak Mersin, o hep söylediğimiz, şikayet ettiğimiz “Türk futbolunun gelişmesini önleyen (ki gerçekten öyle)” futbol tarzını sahaya yansıtmakta inat ediyordu. 2. yarıya aynı kadroya çıktı Galatasaray. Bu; Terim’in ilk yarıdaki oyun tarzından ve hem takım bazında hem de bireysel bazda performanslardan memnun olduğunu gösteriyordu. Nitekim bu tercih, 2. yarının başlarında gelen golle ne kadar doğru olduğunu gösterdi. Gol gelmişti ancak, Mersin aşılması zor savunma oyununa devam ediyordu.

İlerleyen dakikalarda Mersin, kısa bir süre puana yönelik hamleler yapmaya karar verdi ve açık oynamaya başladı. Bu dakikalarda kazanılan bir korner sonrası, Galatasaray’ın baş belası Nobre, ön direkte topa yükselerek, bizim defansın adeta uyumasını da fırsat bilerek golü attı. Maç bu skorla (1-1) biterken, bize de Mersin’in oynadığı futbol temelinde biraz kritik yapmak kaldı.

Mersin dün oynadığı futbolla, bir nevi kendini sahadan mağlup ayrılmaya, ya da en iyi ihtimalle, maçın da tamamlandığı şekliyle, beraberliğe mahkum etti aslında. Eğer Mersin dün açık bir futbolu tercih etseydi, hem kendisinin hem de rakibinin maçı kazanma şansı değişecekti. Mersin belki de sahadan 3 puanla ayrılacak ve puan sıralamasında kısmen de olsa rahatlayacaktı.

Özetle; her 2 takım için de, sezon sonuna 2 yönlü etki edecek bir sonuç alındı. Mersin bu maçta kazandığı 1 puanla, belki sezon sonu hedefine ulaşacak, ligde kalma mücadelesi verenlerden olursa belki de ligde kalacak. Ya da tam tersi, bu maçta kaybettiği 2 puanla belki sezon sonu hedefinin dışında kalacak. Belki de ligden düşecek. Aynı şey Galatasaray için de geçerli. Alınan 1 puan belki Galatasaray’ı şampiyon yapacak, ya da kaçan 2 puan şampiyonluğa mal olacak. O zaman yazıya başlık olarak attığımız soruyu tekrar soralım. Hangisi daha önemli? Alınan 1 puan mı kaçan 2 puan mı?


İSMAİL ŞEN
GSFans.org.com

NOT : Yazının GSfans.org'taki sayfasına buradan ulaşabilirsiniz.

Hiç yorum yok: