20 Mayıs 2012 Pazar

Will...


Futbol üzerine yapılmış çok az iyi film var dünya sinematografisinde. Şöyle bir düşündüğümde ilk aklıma gelenler, sayısız kez izlediğim (ve her yayınlandığında kesinlikle izleyeceğim); başrollerinde Michael Cain, Sylvester Stallone gibi oyuncuların yanısıra; Pele, Ardiles, Bobby Moore, Mike Summerbee ve daha pek çok futbolcunun rol aldığı Zafere Kaçış. 2. dünya savaşında işgal kuvvetlerinin elinden kaçma planları yapan ve bunun için futbolu kullanan bir grup esir askerin hikayesi anlatılır bu filmde. Filmin en etkili bölümü de işgal kuvvetleri yani Nazi Almanyası ile esir askerlerden oluşan takımın yaptığı maçtır.



Bir diğer etkili film ise 3 filmlik bir seriden oluşan Goal. Şimdi bunlara; hikayesi İstanbul'da, Olimpiyat stadında son bulan bir film eklendi. Will. Aslında geçen yılın sonlarında vizyona girdi ama nedense tanıtım konusunda biraz zayıf kaldılar.

Dünya futbol tarihine geçen ve İstanbul'da oynanan Milan-Liverpool Şampiyonlar Ligi finalini anlatan Will, oldukça hüzünlü bir hikayeye sahip. 11 yaşındaki Will Brennan, babasıyla birlikte İstanbul'da oynanacak olan finale 2 bilet alır ve yolculuk hayli güzel başlar. Ancak baba Gareth'ın birdenbire hayatını kaybetmesiyle yıkılan Will, babasının hayalini gerçekleştirmek için yolculuğuna devam eder ve İstanbul'a ulaşır. Kazanılan kupa, bir anlamda babasına gönderdiği bir hediyedir. Futbolun basit bir oyun olmadığını anlatan bir başka başyapıt.

Hiç yorum yok: