13 Şubat 2013 Çarşamba

Radar...



Okumaktan keyif aldığım ve sol taraftaki Blog 11'in değişmez isimlerinden 3'ünün, radarıma takılan 3 yazısını önereceğim bu postta. 3'ünü de mutlaka okumanızı öneriyorum.

1 - Lucarelli Breitner / Yavuz Semerci, bir tetikçi portresi

"Elbette bu ülkenin insanlarının haber alma özgürlüğü her şeye, herkese ve her kuruma rağmen olmalıdır. Bunun aksini savunmak fikri bile düşünülemez olmalı. Bu fikri hepimiz en güçlü biçimde dile getirmeliyiz. Ancak medyada, Galatasaray aleyhindeki haberlere bakınca sanki bir el düğmeye bastı ve harekete geçmiş gibi.

Birkaç akşam önce Habertürk yazarı (Gazeteport'un sahibi) Yavuz Semerci, Beyaz TV'de Galatasaray'ın borsada manipülasyon yaptığını ve yatırımcılarını dolandırdığını dile getirdi. Bu iddiaları ilk kez söylemiyor, daha önce de köşesinde sık sık yazdı ve konu etti. Kale boşken gol atmak kolay geliyor olmalı ki, Sedat Doğan'ın yayına çıktığı akşam Yavuz Semerci canlı yayına bağlanma zahmetine katılmadı bile. Oysa iddiaları yenilir yutulur cinsten değildi.

Medyada olunca pek çok insanla tanışıyorsun, hatta birlikte çalışıyorsun. Benim de medya maceralarımın bir köşesinde Gazeteport yer aldı. O yüzden yazdıklarımı Yavuz Semerci'yi gerçekten iyi tanıyan birinin kaleminden döküldüğünü bilin diye söylüyorum.

Gazeteport, Türkiye'de kuruluş fikri açısından cidden başarılı ve doğru bir hamleydi. Gazeteciliğin ve televizyonculuğun internet mecrasına doğru yöneldiğini de göze alarak, NTV'den ayrılıp, Gazeteport'a geçtim. O güne dek, Yavuz Semerci hakkında en ufak bir fikrim yoktu, zaman içinde tanıdım. Anlatacaklarım şu açıdan önemli olacak; Yavuz Semerci'nin hayata bakışı, gazetecilik anlayışı.

Gazeteport yaklaşık 50 kişilik bir kadroyla yola koyuldu. Verilen maaşlar, medyanın epey üstündeydi. İnsan haliyle "bu değirmenin suyu nereden geliyor?" diye merak ediyor. Çünkü o dönem, Türkiye'nin en çok okunan internet portallarında ne insanlara oradaki maaş veriliyor, ne de o kadar sayıda insan çalışıyor. Ben sorup soruşturmaya başlayınca, kuruluş için gereken paranın Avrupa Birliği Fonu'ndan alındığını söylediler. Ama o imkan dahilinde değil böylesi yüklü bir para almaları. Fon'dan alınacak para en fazla 500 bin Euro'dur. Oysa anlaşmaların, harcamaların, maaşların karşılığı 500 bin Euro'nun çok fazla üstündeydi.

İnsan merak ettikçe ediyor ve o merak en nihayetinde sizi doğruya götürüyor..."
Devamı >>>

2 - Lappappa / Salyangoz

" Dün akşam biraz kardeşimin gazı biraz da Ergin hocamın “taraftar gelsin” sözü sayesinde biletleri alıp maça gitme kararı aldık. Aslında kararımı etkileyen faktörlerden biri de Eskişehirspor taraftarının üstlerinde formalarla Efes’i desteklemeleriydi, o ortamı bir kez de kendi gözlerimle görmek istedim.

Maçla ilgili teknik taktik konulardan en sonda bahsetmek istiyorum, zira gerek twitter’da gerekse de başka bloglarda benden daha iyi gözlemci olan arkadaşlarımız pek çok güzel değerlendirmelerde bulundular. Benim değinmek istediğim konu Eskişehirspor ve Anadolu takımlarının taraftarlık olgusu.

Ben geçmişte de bu konu hakkında blog yazısı yazdım, “Müslüman mahallesinde salyangoz sattırmayız!!!” taraftarlığından nefret ettiğimi belirttim ama yine yazmasam olmayacak zira bu sefer konu bambaşka. Eskişehirspor taraftarı özelinde konuşuyorum cidden aidiyat olarak olsun, tribün baskısı olarak olsun güzel taraftarlardır. Şehrin yarısı da –bilenler bilir- şehrin takımını tutar ama sıkıntılı konu İstanbul takımlarına kafayı o derece takmışlardır ki yolda forma-atkı taktığın anda kim olduğuna ne olduğuna bakmadan sana karışma hatta daha da ileri gitme konusunda kendilerini haklı görürler..."
Devamı >>>

3 - Ultras Movement / Galatasaray 2 - 0 Antalyaspor

"İngiltere Liginde maçlar hep aynı saatte oynandığından, insanlar kaçta TV başına geçeceğini, kaçta stadyumlara gideceğini ezbere bilir, planını ona göre yapar. Bizde ise bu haftasonu cumartesi günü öğle maçları 16:00'da iken pazar günü Mersin İ.Y.-Fenerbahçe maçı 16.30'da? Cumartesi akşam maçları 19:00'da iken pazar günü Galatasaray-Antalyaspor maçı ertesi gün okulların başladığı, İstanbul'da bir yerden bir yere gitmenin en az 1,5-2 saat olduğu bilindiği halde saat 20:00'de? Artık en azından kış günleri şu maçları lütfen öğle saatlerine alın..." Devamı >>>


Hiç yorum yok: