31 Mayıs 2011 Salı

Sedat İncesu'ya ve Tek.San.Basketbol Milli Takımımıza Yapılanlar


Bu ülkede spor dünyası içinde bazen çok acayip şeyler oluyor.Ama ara sıra öyle şeyler yaşanıyor ve ortaya çıkıyor ki; sizde haliyle kızıyor ve sinirleniyorsunuz. Ama tüm bu olanların asıl kızması ve sinirlenmesi gereken "yetkililer" tarafından yapıldığını gördüğünüzde ise yaşadığınız şey koca bir hayal kırıklığı oluyor. Birazdan aşağıda okuyacağınız şeyler Salsa Basket: Tekerlekli Sandalye Basketbolunda Büyük Skandal! adresinden alındı. Dikkat; okuyacaklarınız tamamen gerçektir ve yaşanmıştır.Abartma, ekleme vs yok.
________________________________

Tekerlekli Sandalye Basketbolunda Büyük Skandal!


Başlık bir hayli iddialı ancak aşağıda yazanları okuyunca olana-bitene inanamayacaksınız. Tekerlekli Sandalye Basketbolu'nda Türkiye'nin bu noktalara gelebilmesini sağlamış; Milli Takım'a Avrupa İkinciliği, Galatasaray'a ise Kıtalar Arası Şampiyonluklar, Şampiyonlar Ligi Şampiyonlukları kazandırmış olan sayın Sedat İncesu'dan çok ama çok önemli açıklamalar var. Belki şu an "Amaan tekerlekli sandalyeyse ben okumam" diyeceksiniz ama birazcık zahmet edin, bu ülkede ne gibi pislikler var görün. Bu kadar büyük iğrençliklerin yaşandığı bir ortamda kalıp savaşmaya devam eden Sedat Hoca'ya destek olmayı bir basketbolsever olarak değil, bir insan olarak boynumun borcu biliyorum. Tahminlerinizin çok ötesinde pisliklerle karşılaşacaksınız. "Türk Tekerlekli Sandalye Basketbolunda Haysiyetsizliğin Tarihi" olarak adlandırabileceğimiz yaşananlar ve hocanın bu bağlamda anlattıkları o kadar uzun ki, madde madde veriyorum yaşanan pislikleri.


- Avrupa İkincisi Tekerlekli Sandalye Basketbol Milli Takımı Dünya Şampiyonası'ndan önceki son kampında kampta fizyoterapist ve sağlık görevlisi olmadığı için 15 gün boyunca idman yapamamış.

- Yine yukarıda bahsi edilen kamptan önce takımdaki oyuncuların sandaleyelerine 20 TL kaynak parası verilmemiş federasyon tarafından. Böyle bir şey bizde değil başka yerde olsa direk yeni sandalye alınır oyunculara, biz de sandalyeler tamir edilmiyor bile.

- A Milli Takım Oyuncuları federasyon ilaç paralarını ödemediği için, ilaç ücretlerini kendi ceplerinden vermek zorunda kalmışlar.

- Genç Milli Takım Kampı esnasında, kadrodaki 17 yaşında olan bir sporcu aynı gün iki kez mide kanaması geçirmiş. Ancak kampta, diğer kamplarda olduğu gibi, herhangi bir sağlık görevlisi bulunmamaktadır. Ölüm noktasına gelen oyuncunun hayatını antrenörleri kurtarmıştır. Bu esnada yetkililer 48 saat süresince telefonlarına bakmamış.

- Sedat İncesu'nun kuyusunu kazmak için 3-5 antrenör bir araya gelip Mili Takım'daki bazı oyuncularla anlaşmışlar. Sonradan bu durumu takım içerisindeki bazı oyuncular gereken yerlere bildirmiş. Sedat Hoca'nın ifadesiyle "İhanete ne Allah razı olur, ne kader, ne de alın teri döken Milli oyuncular."

- Oyuncuların sandalyelerine 20 TL vermeyen adamlar İngiltere'ye gitmiş, normal harcırahla da yetinmeyip sporcularınkinin yüzde elli fazlasını almışlar. Utanıp arlanmadan, İngiltere'den dönüşlerinin bir gün sonrasında ölüme terkettikleri sporcuyla birlikte İtalya'ya uçmuşlar. Genç Milli Takım için (!).

- İtalya'ya gitmişler o kadar masraf edip ama oyuncuların sandalyeleri kırık-dökük. Oyuncular kırık sandalyelerle turnuva oynamak zorunda kalmış. Beyefendiler paraları ceplere indirmeye devam ededursunlar.

- A Milli Takım'daki önemli oyuncuların ikisinin sandalye parasını Sedat Hoca ödemiş, başına gelecekleri bile bile... Gariban oyuncular da sandalye parasının dörtte birini ödemiş. Yeni sandalyeye sahip oyuncuların performansı uçmuş ancak takımın geri kalanı kırık sandalyelerle oynamaya devam etmek zorunda kalmışlar. Öyle bir duruma gelinmiş ki takımın oyun kurucusu Ali Asker'in sandalyesi kaynak tutmamaktaymış. Yine hocanın tabiriyle "Garibim asker itmeye, kurmaya çalışır oyunu; sandalye bir sağa gider, bir sola..."
- Utanmaz-arlanmaz adamın biri varmış federasyonda, başkalarının karılarıyla kafayı bozmuş. Bu adam ağza alınmayacak espiriler yapmış. Hoca uyarmış olmamış, as başkana gitmiş, o hallederiz demiş, yine olmamış ve nihayet... Nihayet bu ar-namus kavramından bihaber, utanmaz adam gitmiş iki milli sporcunun yanına, hem de takım finale doğru adım adım yürürken, ne söylemiş biliyor musunuz? Siz sakatsınız, eşlerinizi tatmin edemezsiniz onlar da sizi boynuzlar sakın evlenmeyin. Yahu bu nasıl bir laftır? Oyuncular ağlayarak gelmişler ve olanı-biteni hocaya anlatmışlar, hoca da asbaşkana gitmiş ama sonuç var mıdır sizce?

- Bu ar-namus kavramından bihaber zat, federasyonun her kampına gidermiş. Ama öyle bir gidermiş ki, akşam takımla beraber otobüse biner, sabah kahvaltısını yapıp biletini alıp geri dönermiş. Minimum iki yol parası, üç günlük harcırah da cebine kalırmış.

- Birmingham'da takım turnuva esnasında savaşmaktaymış. Yönetici beyefendilerse Londra'da alış-veriş, gezme, eğlenme sefasındalarmış. Takımın en değerli oyuncusu lobide acı çekerken bir tane yetkili yokmuş yanında. Sedat Hoca ambulans da getirtememiş, oyuncuyu taksiyle hastahaneye götürmek zorunda kalmış.

- Kampa bir masör bile gelmemiş, oyuncuların kasları taş tutmuş. Hoca bari bir masör gelsin, en olmadı psikolojik olarak rahatlasın sporcular demiş, o da yapılmamış. Sonrasında yetkilinin söylediklerini söylemekten ben utanıyorum ama o adam bu lafı etmekten utanmamışsa da yapacağım bir şey yok. Demiş ki değerli yetkili, bir masör bir de fizyoterapist yollayalım ikisini de fizyoterapist olarak tanıtalım ve bakalım oyuncuların gerçekten ihyitaçları var mı yoksa yalan mı söylüyorlar. Muazzam plan vallahi, tebrikler. Hasılı, durumlar bu şekilde. Yazılacak bir kısım şeyleri yarına sakladık. Merak eden takipçilerimiz Sedat İncesu'nun facebook hesabına bakabilir. Bizim sizlerden istediğimiz bu yaşananlara kayıtsız kalmamanız, bunları bir yerlerde bir şekilde duyurmanız, konuyla ilgisi olmayan bir adama bile neler olmuş neler milli takım kampında diyerek kamuoyu oluşturmanız. Bizi bir şekilde takip eden değerli basın mensupları varsa aramızda, lütfen onlar da ellerindeki imkanları kullansınlar. Bu gibi insanlardan kurtulmamız gerekiyor bu ülkede. Bu noktada gayretlerinizi esirgemeyiniz.
________________________________

Yazıyı okudunuz. Şimdi o yazının içinden küçük bir bölümü yeniden hatırlayalım;

"Tekerlekli Sandalye Basketbolu'nda Türkiye'nin bu noktalara gelebilmesini sağlamış; Milli Takım'a Avrupa İkinciliği, Galatasaray'a ise Kıtalar Arası Şampiyonluklar, Şampiyonlar Ligi Şampiyonlukları kazandırmış olan sayın Sedat İncesu"

İşte o Sedat hocamıza ve Galatasaray'ımızın göz bebeği "Engelsiz Aslanlar"ımız'a, Kıbrıs'ta düzenlenen TSBL play-off ilk ayak maçlarında;

-Daha önce ölümsüz kurucumuz Ali Sami Yen Beyefendi'ye küfür eden,

-Eski emektar oyuncuları ve kaptanları Rıza'nın babasının eski mesleği olan kapıcılığı gündeme getirip açtıkları pankartla,
hem eski kaptanlarını hemde babasını aşağılamaya kalkan,

-taraftar olmaya çalışan ama insan olamayan Beşiktaş'lı kargalar tarafından edilen küfürleri ve hakaretleri buraya yazamıyorum.

Ama tasavvur etmeniz çokta zor değil. Sedat hocamızın kilolarıyla dalga geçmeye çalışarak güya eğlenmeye kalkışan bu kargalara gerekli cevabı ve dersi vermek önce insan olarak sonra da Galatasaray taraftarı olarak boynumuzun borcudur.

Bu böyle biline...

Hiç yorum yok: