10 Temmuz 2012 Salı

Bu Ülkeden Bir McRae Geçti...


Tarih, 17 Ocak 1971. ABD'nin Kaliforniya eyaletinde bir hastane odasında, geleceğin en önemli basketbolcularından biri dünyaya geldi o gün. Ailesi ona Conrad dedi. Syracuse'ten çıkan pek çok basketbolcu gibi o'da merakla ve ilgiyle takip edildi. Vakti gelip NBA adım attığında Washington Bullets o'na kapılarını açtı. Conrad McRae artık NBA oyuncusuydu. Ancak o seçimini Avrupa'dan yana kullandı ve Türkiye'ye geldi.

Önce Fenerbahçe'ye transfer oldu. 2. sezonunda, antreman sırasında kalp spazmı geçirince sözleşmesi fesh edildi. Ama durmadı. Fransa'ya; Pau Orthez'e gitti. Orada geçirdiği 1 sezonun ardından, kendisini yeniden ait olduğunu hissettiği topraklarda, Türkiye'de buldu. Bu kez durak, efsane kadroyla birlikte efsaneleşeceği Efes Pilsen'di.

Efes o sıralar yakıp kavuruyor ortalığı. Mirsad, Ufuk Sarıca, Murat Evliyaoğlu, Petar Naumoski. Ve tabii ki; o sıralar Türk basketbolunun geleceğine damga vuracağının sinyallerini vermeye başlayan Hüseyin Beşok, Hidayet Türkoğlu, Mehmet Okur'da kadroda. Bana o dönemki; Michael Jordan, Scottie Pippen, Dennis Rodman ve Toni Kukoç'lu efsane Chicago Bulls'la birlikte basketbolu sevdiren 2 takımdan biriydi Efes. Ve Conrad da o takımın bir parçasıydı.

Conrad, 10 Temmuz 2000 günü, yani 12 yıl önce bugün ayrıldı aramızdan. Yine kalbi ihanet etmişti o'na. Daha önce de kalp spazmı geçirmiş olmasına rağmen basketbol sevgisi yüzünden sporu bırakmayan Conrad, basketbol salonunda hayatını tamamladı. Bu gözler, böyle bir basketbolcuyu izlemiş olma şansına erişti. Bir zamanlar, Türkiye'de semt spor sahaları bazı şehirlerde lükstü. Bizde o lükse sahiptik. Hafta sonları arkadaşlarla beraber Belediye'nin basketbol tesislerinde sabahtan akşama kadar basketbol oynar, her şutta, her drive'da, her turnike'de birer Conrad olurduk. Öyle sevmiştik bu adamı. R.İ.P Conrad.


Hiç yorum yok: